31 Ekim 2011 Pazartesi

Yamalı Akılla Adım Arası

Ne kadar yol almışım diye
İnsan dönüp bakmalı ardına
Daha ne kadar
Yürüneceğini bilebilmek adına.
 

Bir tepeyi aşmakla tepeleri,
Bir dereyi geçmekle dereleri
Peşinde sürüklediğine inanmak,
Sanki bir daha hiç
Dere tepeye rastlanılmayacağının
Zafer sarhoşluğunda.
 

Kan ter içinde dere tepe aşıp da
Düzlükte ancak bir adım yol aldığını anlamak.
Ve karşılaşılmamış sarp kayalıkları aşamadan
Aniden çekip gidivermek,
Deresiz, tepesiz diyarlara.
 

Aynı yamaca rastladığını
Aynı suyu avuçlayıp içtiğini sanmak,
Vurdum duymaz pişkinliklerde.
 

Seni hiç hatırlamayan taşa toprağa bakıp da
“Ben buralıyım” diye böbürlenmek,
Müstehzi bakışları umursamayarak.
 

Düşünmeli bir adımdaki açılmış iki bacağın arasına
Kaç dere tepe sığabileceğini,
Öne atılmış bir adımla da
İnsanın yerinde sayabileceğini.
 

ahb 

Mart - 2004
“Dut ağacından kafa üstü düşmek”
 

“Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı – Kırmızı” 
not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

30 Ekim 2011 Pazar

Pusulasız Yön

Batıdan gelip, Güneş’i izlersek
Doğuya gitmekten başka şansımız da,
İtiraz hakkımız da olamaz.

Ancak batıya göre doğuda da olsak
Aynı yönde yürüdükçe
Hala doğuya doğru gideriz,
Onu hiç sobeleyemesek de.

Çünkü Dünya yuvarlak.

Ve “Artık doğudayım” dediğimiz gün;
Aslında ilk adımımızdaki Batıda
Duruyoruzdur belki de,
Ardımıza saklanmış bir hatıra içinde olsa da.

Ayakta durulan her yerde
Yüzümüze hep bir Güneş doğacak,
Ensemizde batsa da tüm güzelliğiyle.

Ondandır;
Doğuracak daha çok Güneş’imiz olacak ömrümüzde.

ahb
21.9.2004
“Doğunun batısında, Güneş’in doğuşunu seyretmek”
Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı – Kırmızı

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

14 Ekim 2011 Cuma

Maskeli Balo'da bir KurşunKalem



Kalemin kınından sıyrılmasının tam zamanıdır;
Yaşamları, sevdaları,
Gönülleri, gülleri
Kılıçtan geçirmeyi düşleyerek.

Kalem;
Yaşamın hep dürüst,
Sevdaların hep sadık,
Gönüllerin hep içten,
Güllerin hep kırmızı
Olmadığı görünene kadar doğramalı,

Tıpkı;
Muzu soymak, cevizi kırmak,
Pirinci taşlarından ayıklamak gibi,
Gerçek ona gülümseyene dek.

Kalem;
Kendi dürüstlüğünü yazmalı,
Her yalanı dilim dilim yararak,
Bir Diyarbakır karpuzunun göbeği gibi
Orta yere koymalı,
Çekirdeksiz, taptaze, dimdik.

Kalem;
Kendini aklamak için,
Kusursuz görünmek için,
Günahlarından arınmak için,
Vicdanını rahatlatmak için
Yalanı kabullenmemeli,
Bir kaderci sessizliğinde.

Kalem kesmeli,
Kalem sevmeli,
Kalem duymalı,
Kalem görmeli
Boyanmışlıkları, boyasızlıkları…

Kalem yazmalı,
Kendi yazdıklarını okuyarak,
Ağzından çıkanı
Kulağının duyup da anlaması gibi.

Kalem;
Kendini yazmalı baştan aşağı,
Gerçeği, güzelliği başkalarında aramadan...

ahb

5.9.2002
“…ne ararsan kendinde ara…
kalem de olsan…”

“Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı – Mavi”
not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.