25 Aralık 2011 Pazar

2011 Kuarteti

Geçen sene bu günlerdi, her yıl adet olduğu üzere elimdeki bir ses kaydından aşağıdaki paylaşım ile yeni yılınızı kutlamıştım.

Ardında cep telefonuyla çektiğim kar görüntülerini "fesleğen'de kış"da paylaşmıştım.

Elime geçen çok güzel seri fotograflardan "Aşiyan" kendiliğinden oluşmuştu.

Bu yıl ise bir Üstadın bestelerine saçılan kelimelerimi uygun görmüştüm.

Bunları, önümüzdeki yıllar için düşlediğim iyi dilek ve temenniler niyetiyle, cafcaflı bir ambalaja dahi sarmadan orta yere koyuyorum. Herkes istediğini, kendine uygun bulanı alıp, 2012 yılının armağını olarak kabul edebilir. 

Umutlarınızın, artık beklenti kabuğundan sıyrılması Dileğimle...

Sevgilerimle... 
ahb 

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Bostandan Kesmece Bahane


Bir karpuzdan olan farkımız;
Yatarak değil düşünerek olgunlaşmamız.
Köşeye çekilip ben artık oldum diyebilsek de,
Aslında o an hamlaşmaya çoktan başlamışızdır artık.

Ne kadar sulu ne kadar tatlanmış da olsa,
Yeşil sert kabuk saklar ketumca
Karpuzun siyah çekirdekli kırmızı içini.
Kesmecedeki üçgen dilim ortaya çıkarır
Haksız yere karpuzcunun omuzlarına yüklediği
Çiftçinin vebalini.

ahb
21.9.2004
“Bir gün, bir bahane ararsan kendine”

“Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı – Kırmızı”

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

16 Aralık 2011 Cuma

Benlik hava yaparsa...


Dinlediğiniz şarkının Türkçesi;

Bu, bir adam ve bir balık hakkında bir film
Bu, adamla balık arasındaki dramatik ilişki üzerine bir film
Adam yaşam ve ölüm arasında durmaktadır.
Adam düşünür,
At düşünür,
Koyun düşünür,
İnek düşünür,
Köpek düşünür,
Balık düşünmez.
Balık sessiz, ifadesiz.
Balık düşünmez, çünkü balık her şeyi bilir...
Balık her şeyi bilir...

Bu da ahb cesi;

Sabır,
Açkarnına bağın üzümlerinin
Olgunlaşmasını beklemektir.

Vakti gelmeden de üzüm yenir,
Bağcı nasibini almasa da.

Ancak çiğnenen olsa olsa bir ekşi koruktur,
Ekşiliğin pişkin suratı buruşturamadığı.

                                                                2.6..2005
                                                “Benliğin sirkeleşmesi...”
Sevgilerimle...

ahb

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

13 Aralık 2011 Salı

Giden dönmez, dönse de artık dönen giden midir bilinmez


İshak kuşunun ömrü
Yitirdiği kardeşini;
Kayabaşlarında,
Dal aralarında,
Koruların gölgeliğinde,
Vadilerde aramakla geçer.
Geri Dön Geri Dön Geri Dön…

Değişmez aralıklarla,
İnadına damarına basa basa,
Gırtlağa yapışmış hançerindeki
Portenin orta çizgisine çaktığı
Tek bir notayla,
Duru bir damlanın
Suya düşüşündeki sesle haykırır.
Dön Geri Dön Geri Dön Geri…

Halbuki kardeşi;
Çöpten ağaçüstü yuvasını beğenmeyip
Kendine altın kafes arasa da,
Dere boyu mırık arasından
Yakaladığı solucanlardan usanç gelip
Suni yemleri düşlese de,
Sarı bir kanaryanın
Kesilmeyen ötüşüne kapılıp
Kuluçkasında döllenmiş yumurtasının
Düşünü kursa da,
Hatta, kendini
Kardeşlikten bile ihraç etse de.

O hala rahvan atın dinginliğinde sürdürür
Kardeşini arayışındaki umudunu,
Arayışta artık umut bile kalmamış olsa da.
Geri Dön Geri Dön Geri Dön…

7.10.2004
‘bahçemdeki yıllardır öten İshak’a…’

Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı-Kırmızı

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Şovalyenin kılıcı, dili değil erdemleridir.


 
‘Nasılsa söz uçar’ ın güvencesine sığınanlar;
Gün olur;
İki tık tıkla gelen ecellerini
Ucu kavak kadar doğru
Bir kurşun kalemle yazılmış fermanlarının
Yine kendi kullandığı kelimelerle
Okunduğunu hayretle dinlerler. 


Ağzı çatal dilli havada parlayan hançerin
Döşlerinde patlayan ağrısını,
Arar olurlar kurnaz pişmanlıklarında.
 

Geleneksel aymazlıklarından
Bilmeyi dahi akıl edemezler,
Halbuki, Azrail’in sırtındaki çuvalın içi tepeleme doludur,
Rengarenk kendi yüzlerindeki maskelerle.
 

Ruhun yüzü olmadığından
Gerçekliği görülebilir ancak;
Ölümün sessizliğine uzanılmışlıktaki
Surattan sökülmüş maskesizlikte.
 

Onun için cilde yapışıp kalmış bu yüzü;
Ya şimdiden çıkartıp fırlatmalı,
Ya da son deminde gülecek yere ağlanmamalı,
 

Ve övünülen iç dış olmuş aklı Yaradanı da
Salak yerine koyup,
Dillerle söylenmiş yalanlara
Dinleyen kulaklar inanmamalı,
Bir yaşam boyu biriktirilmiş
Nazar boncuklarıyla süslü,
Ökse otlu tüm şeref dolu masallarına.
ahmet haluk başaklar 

2.6.2004
“bir yüzsüzün ölümü”
"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı-Kırmızı"

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.