28 Nisan 2015 Salı

Ankara, hep sarı bir sonbahar yaşar...

Bu sabah Kızılay’a sarı yaprak yağdı.

Düşenler boş yere
Kaldırımlarda,
Üzerine düşecek kuş pisliklerini aradı durdu.


Düşenler boş yere
Tek sıra otobüs kuyruklarında
Gazete okuyarak bekleyenleri aramak yerine,
Serseri mayın gibi dolanan ve
Kırk beş dereceden
Zıpkın gibi yanaşacak otobüsün kapısına,
İlk ayakta atlanabilecek
Zulaları seyretti,
Saplarına kadar buruklukla.


Gün boyu Kızılay’a sarı yaprak yağdı durdu.

Düşenler boş yere,
Boğaziçi Pastanesinden
Hınzırca kaçan mahlep kokusunu aradı,
Egzost dumanları arasında.


Düşenler boş yere,
Mesai çıkışı Piknik’te bira içmişlerin,
Goralı’da sosisli yemişlerin,
İçmemiş, yememiş görüntülerini aradı
Savrulurken Ankara’nın hazan rüzgarında.


Öğlen vakti Kızılay’a sarı yaprak yağdı.

İş Bankasının kumbara saatine;
Cumhuriyet’ten miras,
Kapısı hemşire kepli
Ve beyaz badanalı Kızılay binasının
Üzerine düşememenin telaşında.


Akşamüstü en çok
Kumrular’daki çay bahçesinin çakıl taşları yerine,
Beton yığınlarına çarptı sararmış yapraklar.


Bir de ders çalışma bahanesiyle;
Utangaçlığın ağır bastığı
Milli Kütüphanenin pencerelerinden içeri süzülen
Güneş ışınları altında,
Saatler boyu karşılıklı bakışların seviştiği
Sevdadan şehlalaşmış genç gözleri özledi.


Akşam bulvar boyu sarı ışıklar altında
Kızılay’a sarı yaprak yağdı.


Maroken koltuklu, ferforje avizeli, kırmızı halılı Büyük Sinemadan,
Katlanır perdeli Ulus Sinemasından,
Tahta koltuklu Ankara Sinemasından
İtiş kakışsız çıkanların üzerlerine savrulmayı düşledi.


Tek bir trafik polisinin
İki bulvarın kesiştiği kavşağın tam ortasından
Ayrıcalıksız yönettiği kulübenin çatısına,
Konamamanın hüznü kapladı kurumuş damarlarını
Sapına kadar sarı sarı.


Nereye koymuşlardı,
Yaprak, Bade Pastanelerini ?
Nereye koymuşlardı
Bilen var mıydı,
Akvaryumdaki balıklar gibi
Uludağ kebapçısında İskender yiyenleri ?


Gece boyu Kızılay’a sarı yaprak yağdı.

Çıtırdak yaprak uçları çarptı
Oynak kardırım karolarına,
Club M’deki programına yetişmek için
Hızlı adımlarla koşuşturan
Tanju Okan’a rast gelir mi diye.


Kızılay’a sarı yaprak yağıyor inadına, boş yere.

Onları alıp,
Sıcacık avuç içlerinde sevgiyle un ufak edecek,
Ne el kalmış artık
Ne de yürek;
Bedenleri de cepleri gibi boşalmış,
Yapraklardan da kuru Kalabalığa rağmen.


Bu gün Kızılay’ın sonbaharına Sarı yaprak yağdı;
Ağaç dallarından ayrı düşmenin yasının yanında  
Yitirilenlerin garip hüznünde.
ahmet haluk başaklar
13.11.2002
“‘…yüreğe bir yaprak düşmeye görsün…”
Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı – Mavi”

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

23 Nisan 2015 Perşembe

denk gelmek...

Boşuna okunacak yazı aramayın zira,
denecekler ezginin notalarına saplanmışlar.

Sevgilerimle...
ahb

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.