6 Kasım 2017 Pazartesi

bu akşam uzaklara bakmak...

Yazarının kendi seslendirdiği bir görsel...

bir orospuluk var bu şehrin üstünde bu akşam
adını koyamadığım doğru dürüst, tadına varamadığım
korkudan gözüne bakamadığım bir orospuluk

boğaz olmuş ağır ağır sallıyor kalçalarını
köprü olmuş ışıl ışıl bir gerdanlık takınmış kahpe boynuna
hüzün olmuş oturmuş arnavutköy'de bi garsoniyerin penceresine
hasret olmuş ilişivermiş kucağıma binbir cilveyle
rüzgar olup ince ince öpücükler kondurmada her yerime
çocukluk düşlerimden sıyrılıp gelen komşumun kızı
yanağımdan öperken ölüyorum sandığım ortaokul aşkım
resmi geçitte bütün foyalarım
ölüyor muyum ne?

bir orospuluk var bu şehirde bu akşam
iliğimde kemiğimde her yerimde bir utanmak
ne mümkün böyle bir durumda hayata tutunmak
vazgeçip her şeyden kaçasım var bu şehirden yalınayak
kim bilir kaçıncı kez koşasım var ardıma bakmadan
ben bu oyunda yokum ulan! diye bağırarak

yok yok, bir orospuluk var bu şehirde bu akşam
kaçarım kurtarırım yok başıma iş açacak
bedavaya durduk yere beni zıvanadan çıkaracak
kapısından içeri kimsenin girmediği bir meyhaneyim bu akşam
bedeli neyse ödedim kapattım kardeşim
eski bir taş plak koydum gramofona
iğnesi tenimi çiziyor
müzeyyen hanım ruhumu
kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime
titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
gemiler geçiyor çok uzak
gemiler geçiyor yüzümü yalayarak
sokak sokak sırtını dönüyor bana bu istanbul
sevişmek istiyorum "yorgunum başım ağrıyor" diyor
"oldu o zaman boşanalım" diyorum
hayatımı istiyor nafaka olarak

bir vapurun leşi yatıyor arnavutköy iskelesi'nde
ışıkları can cekişmede
martılar almış ölümün kokusunu üşüşmüşler üzerine
vapurun kanı akıyor şehrin sokaklarında, kıpkızıl, ışıl ışıl
karışmış ortalık, vapurun katili aranıyor
polis sabıka kaydından dört kişinin adını buluyor
attila ustadan eşkalini alıyorlar
dördü de sabıkalı vapur katili
ay seyre durmuş cümbüşü
elektrik direkleri selama durmuş vapurun başında
karanlığı yaklaştırmıyorlar
insanlar
insanlar hiçbir şey olmamış gibi yapıyor
aslında deli gibi korkuyorlar
gözlerinden okunuyor
benimse kılım kıpırdamıyor
çok gördüm böyle cinayetleri

bir orospuluk var bu şehirde bu akşam
adını koyamadığım, tadına varamadığım
korkudan gözüne bakamadığım bir orospuluk
ne kadar makyaj yapsanız da kapatamazsınız ruhunuzun pisliğini
hepimizi çıkartıp apış arasından sokaklarına salmadı mı lan bu şehir
emmek için saldırdığımızda bereketli memelerine
adam kayırmadı mı
saldırtmadı mı üzerimize iti köpeği
ezmedi mi bizi yavaş yavaş

biz
birkaç zibidi
bi avuç baldırı çıplak
birbirimizi omuzlayarak buz gibi yalnızlıklarda
bir umut ısınabilmek sevdasıyla sarılmadık mı ucuz şarap şişelerine
sarhoş olup kusmadık mı çeyizlik çarşafların üzerine
içimizde çocuk, çocukluk namına ne kaldıysa
söküp ciğerlerimizden atmadık mı
nihayet sevdalandığımızda bir kızın pırlanta yüreğine
onu da kendine benzetip orospu yapmadı mı bu istanbul

ah ulan koca şehir! hepsi senin suçun
beceriksizliğin, çaresizliğin
bir orospuluğu var bu akşam bu şehrin
adını koyamadığım korkudan yüzüne bakamadığım bir orospuluk
yok yok, başıma iş açacak
benden önce de orospuydu istanbul
benden sonra da olacak

koray şahinbaş

Sevgilerimle... 

ahb 

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder