6 Şubat 2011 Pazar

İçte kalmış bir uhte

(dailymotion yazısının solundakiyle büyük ekran yapıp seyredebilirsiniz)

O gün; sunumun bitiminde, ses teknisyeninin azizliğine uğramış, oturum bitti zannedip ceketini çoktan sırtlamıştı. Halbuki; geleceğe dair denecekler vardı. Günümüzde artık karşılaşması, dünler gibi neredeyse imkansız gözüken aydınlık günlerin Başbakan'ı, başkalarının değil kendi kaleminden çıkmış şiirleri okuyan sayın Bülent Ecevit'i saygıyla yad edip, önümüze serdiği sözlerine can veren Modern Folk Üçlüsü'nün seslerine bırakıyorum kulaklarınızı, aklınızı.

Küçük de olsa böylesi bir sonu isteyerek ve severek hazırlamıştım. Ve güme gitmemesi için de artık burada paylaşıyorum.

Sevgilerimle...
ahb

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşabilirsiniz.

3 yorum:

  1. Ellerine sağlık. Keyifle izledim ve dinledim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Haluk Üstadım;
    " İçte Kalmış Bir Uhde " yazınızı okurken,beni onbir sene öncesine götürdünüz.Arkadaşım Prof.Dr. Mustafa Akbulut hocayla Şubat ayı başlarıydı sanıyorum.Bilkent Üniversitesinde bir akşam Talat Halman'nın yönettiği şiir gecesine davet edilmiştik.Salon tıklım tıklım doluydu. Bizde,ayrılan yerimizi alıp sağı solu gözetirken Talat Halman'nın nazik,duygu yüklü ve radyofonik sesiyle sizin ifadenizle yerini bulan, aydınlık günlerin Başbakanı,sanat sever,duygu yüklü şiirleri bulunan gönül adamı Büllent Ecevit'i kürsüye davet ediyordu.Birden salon alkışlarla cınlamaya başlamış,sanki binlerce kanat çırpan barış güvercinlerinin istilasına uğramıştı.Her tarafı bir ışık süzmesi kaplamıştı.O sırada sanatın ne olduğunu bilen,sanatı seven Ecevit'in vakur,bilge kişiliğyle mütavazı bir şekilde yavaş yavaş kürsüye ve mikrofona yöneldiği alkışlar arasında şu Şiiri okumuştu..
    " El ele Sevdik bu dünyayı/ acısıyla sevinciyle sevdik/ Yazıyla kışıyla Sevdik/ köy - köy Ülke ülke/ Gökler gibi sardı dünyayı /Yağmur sızdı dünyaya/ dünya kadar oldu sevgimiz/ elde büyütüp elele derdik/ İnsana verdik Çoğalan Sevgimizi." O sırada salonu bir hıçkırık sardı ki anlatılamaz bir duygu seli halini aldı. Öyle güzel coşkulu bir duyguya kapılmıştık ki nerede olduğumuzu adeta bir süre anlayamadık.Salonda binlerce barış Güvercini sanki kanat çırparak, sonzuza uçuyorlardı, güzelliğe güzellik katan duygu yüklü gecenin etkisini uzun süre unutamamıştım. O güzel ortamı seneler sonra bir kere daha yaşattığın için sana teşekkürler.Bugünler kendini sultan sananlar kadına ve sanata nasıl değer verildiğini öğrenebilmiş olsalar bari.

    YanıtlaSil
  3. Demet Laç,inok7 Şubat 2011 02:03

    Arkadaşım ellerine yüreğine sağlık...
    Nice güzel öykülere...

    YanıtlaSil