26 Şubat 2013 Salı

Dü şeş atarak Düşes olma hayali...

Havada ters taklalar atarak düşen zarların tabanı 
Tavlaya oturduğunda, 
Hep “dü şeş” gelmesi için
 Altı yüzünün de altı olması gerek.

Ama gerçek; 
Bu güne kadar 
Oyunu kazanan hep gereken sayılar. 

Sen yine bir düşün istersen… 

ahb 

5.6.2002 
“Tıngır mıngır...” 

"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Sarı" 

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

2 yorum:

  1. neden hep gereken,hep gereken o muydu?yoksa bir köşeye sıkışınca umuda bağlanmadaki artış mı? gerçi ne farkeder ip cambazı misali, öyle yada böyle o ip orda havada hemde çok yükseklerde,yerde olsa mesala yere yarım metre yakın ne güzel olmazmıydı?hem bir kaza çıksa kimseye bir şey olmaz.Hayır diye bağırdı patron,koca göbeğini kaşıyarak haaayıırrr.Seyirci bunu istemiyor.Seyirci yükseği istiyor,risk istiyor.Tabiki ister dedi ip cambazı içinden Can-Baz olan benim.Riski alanda ben,bir küçük seyirlik, bir çekirdek çitlemesidir mezeliğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Orhan Kardeşim,
      Can-Baz'ın aklı, dengesini ip üzerinde sağlamanın derdinde. Niyeti yalnızca yürümek de değil. Bu nedenle, hangi yükseklikte olduğu da umurunda değil. Üstelik, seyircinin ne düşündüğü de o an aklından geçmiyor. Tüm dikkatini ipten ayrılmamak için kullanıyor. Düşmesi; onun ipten ayrılması anlamına geliyor ve yüksekliğin önemsizliğinde o artık gerçekten düşmüş sayıyor kendini, bacağını kırsa ne olur kırmasa ne. Zira, seyirci onu izlemeye gelse de gelmese de, onun için önemli olan ip üzerinde yapabilirliğini kendine karşı kanıtlamak, özgüveninin pekiştirmek. Ama seyirci farklı. Onlar "ya düşerse" ruletinin başında o garip heyecanı çekiyor, olumsuzluğunda hiçbir hasar almaksızın. Sanırım, çatıdan atlayıp atlamama tereddütündeki intihar edecek kişiye, aşağıdan "atla... atla..." diye tempo tutuşuna öykünmekte. Biz oldum olası, bir işi becerenleri sevememişiz. Adam ip üzerinde bir denge harikası sergiler, tek elle bileğe geçirilmiş tespih tanelerini saymanın dışında bir işin üstesinden gelemeyenler, takiyecilere "canbaz" diyerek aşağılar, tıpkı yükü ne olursa olsun deve kervanını tek başına götürdüğünü göz ardı edip, aptal insana "eşek" demekten kendimizi alıkoyamadığımız gibi.
      Ez cümle; palamarlarını sağlam babalara bağlamışlar, müstahkem mevkilere güvenerek ayaklarını, kollarını ağız tadıyla incitmek, burkmak ya da kırmanın keyfine hiç nail olamaz. Tabii ki, hayat dolu dizgin yanından akıp gittiğinin farkındasızlıyla.
      Sevgiler...
      ahb

      Sil