9 Temmuz 2011 Cumartesi

Canları bende emanet kalmışlara...



Bu şarkıyı dinlediğimiz yıllar, henüz ne denmek istendiğini çözemediğimiz çağlardı. Yaprak dökümü ilk, 20 yaşımıza basıldığında dikiliverdi karşımıza ya da ölüm o yaşta anlam kazandı, yitirmenin pişmanlığında. Bu nedenledir ki; bir anda canımızı yok pahasına, gözü kapalı feda edebiliyorduk, bir çift göze, bir demeçte edilmiş çatal söze. Yaranın tazeliğiyle atlatıverdik, yaşımızın yarısı kadar süren arkadaşlığımızın, bir ömür aynı yolu yürümüşcesine yürek çürütürcesine. Yakın, uzak, dost ya da arkadaş ya da bir akraba, belki mahalleden bir komşu ya da kaçamakları birlikte tattığımız okul yarenliği ya da aynı parkaları paylaştıklarımız, bir an olsun sıralı mı sırasız mı diye düşünmeksizin. Oysa, yaşlı da olsa hepsi gençti ardımızdaki anılara sarmaladıklarımız, omuzladıklarımız, yaş akıttıklarımız, burnumuzun ucunu kızarttıklarımız, deliklerini sulandırdıklarımız. Geriye dönüp bakınca, her biri buruk, bir o kadar kağıda dökülmemiş hüzünlü öyküler; mantarı sökülmüş kan kırmızı şarap şişesinin ağzına dayanmış dudakların bildikleri. Paylaşılanları son yolcusuz yaşama ya da yedeğini, dublörünü arama girişimi, hiçbiri aslının yerini doldurmasa da.

Bizim Şarabi Eşkıyaların, bu konuda birbirlerini gömeceklerini açıkça dillendirmekte sakınca görmeyecek kadar, ziyadesiyle gerçekçi olmaları, kimi zaman şakalaşmanın boyutunu Kırım Savaşına kadar uzatabiliyor, az cenk görmediğimizden, aslında canlarımızı yıllar evvel birbirlerimize emanet ettiğimizden olsa gerek. Ancak boğayı ön ayakları üzerine çökerten, alnına saplanmış ucu keskin kılıç ise bir ortak söylemde vücut buluyor, kapak niyetine konuyu sonlandırırken;
"Birbirimizi gömecek bizden başka birileri mi var ki? Günü geldiğinde, beni de bir gün bu çevrelediğimiz halkadan kalanlar gömecek. Biliyorum ki; musalladan alan, kabire indiren, üzerime toprak atan eller, hep sevgi duyduğum, omuzdaşlıkları ömrümce sürmüş arkadaşlarım..." Şarabi Eşkıyalar...

Hatırladıklarımla cigaramdan bir ömrü nefeslerken şu gerçek çıkıyor karşıma;
En sonuncumuz değilse de, geri kalanı şanslı, kendini uğurlayacak dostlarının varlığını içlerinde, HALA sürdürebildiklerinden. 

Yolcu ettiğim sıladakilere, Hasretimle...

ahb

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder