11 Nisan 2010 Pazar

Bu gelen Kaçıncısı ?


Mükellef bir bahar yaşanmalı
“İkincisi ne zaman ?” deme gafletinin öncesinde.

Sahi;
Hiç gerçek baharı gören var mı ?,
Yoksa görülenlere bahar mı denilir
Ömrün geri kalanını da avutmanın ninnisinde.

Bir çocuk büyütülebilir mi örneğin
Soy sop taşımanın kaygısızlığında ?
Bir kedi yavrusu beslemenin farklıcalığından çok
Yavrunun sevilgenliği mi çöker omuzlara ?

Kavak ağacının damarlarından yukarılara
Yüksek tansiyonla hiç tırmanılır mı ?
Çelik gibi, kısrak gibi, yeşillenmiş filizi
Doyurursacına tıka basa.

Damızlık bir boğa gibi kızışmaktan göz döner mi hiç ?
Çoşkuyla çağlayıp
Durduralamayan gücün
Öne çıkan ne var ne yoku
Sürüklediği koyakta.

Anlatılanlardan daha çok anlatılacak olduğu
Hiç düşünülür mü?
Hani elden gelse,
Konuşulacakları bir cümlede toplamak,
Sonu olmadığından
Noktaya dahi yer bulamamanın burukluğuyla
Konserve kutusuna savurttulan
Tekmenin tıngırtısında.

Her geçen gün düne göre iki misli sevilebilir mi ?
Toprak su, çiçek böcek demeden.

Kabarmış toprak avuç içinde ufalanırken
“Sapıklık belirtisi mi acaba ?” diye
Kuşku duyulur mu un ufaklarda?

Yoksa saksıda açan bir tomurcuk
Günlük yaşama da renk verebilir mi ?
Söylenen şarkılar eşliğinde
Üzerinden kayıp giden buğularda.

Yoldan geçen kızların ardından
Savurttulan o çapkın ıslık
Bir köknarın gövdesi için de
Aynı şevkle çalınabilir mi ormanlarda?

Kan bağı olmayana
Karşılıksız “A” yazması öğretilebilir mi ?
Belki de bir gün
Onun yazacaklarının
Okuyucusu olabilme umudunda.

Uzanıp tarlanın ortasına sırt üstü
Gökte sevişen bulutların üzerinde
Hayaller kurulabilir mi?
“Ceptekilerle akıldakiler yer değiştirse,
N’olur ki ?” nin eşiğinde.

İsteyene,
Mangal yüreklerdeki Nevroz’dan
Bir meşale yakıp verilebilir mi ?
“Akıp giden hayat kararmasın” ın
Tedirginliğinde.

Bahar dumanlı bir bataklık
İsteyeni derinliklerine çektiği,
Son salâ okunduğunda
Aslında onun da sonunun geldiğinin mateminde.

Yalnızca birincinin hayali kurulur hep
İkincilerin medetinde.

Adına bilmem kaçıncı bahar denirse de,
Düşülmüştür bir kere artık
O kraterin ergimişliğine

Geri dönüş de kalmamıştır
Ne yaza ne zemheriye
Sessizlikteki serzenişlerde.

Yalnızca çırılçıplak bahar olunur artık
Baharsa zaten hayat
Sıksalar adamı
Sanki içinden buram buram yaşam fışkırır
Damlaların deminde.

Yaşama yapışılmamışsa eğer elle, kolla, yürekle
İkincisi geldiğinde
Çoktan kurumuş bir reçine olarak bulunur
Ormanın içindeki ağaçlardan birinin
Kavlamış kabuğunun üzerinde.

Hala yaşanılamamışsa birinci bahar
Zaten ikincisi olmaz ki bunun
Aslında çoktan ölünmüştür
Nefes alıp vermelerin
Yalancı görselliğinde.

ahmet haluk başaklar

10.11.2003

“kırk, ikincisiyse;
ellide üçüncüsü mü gelecek ?”

“Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı –Mavi”

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşabilir, YAHOO360 ARSIVI bölümünden yayınlanmış eski günceleri okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder