7 Ocak 2012 Cumartesi

5 dakikalık düş...

Çubuk-1959 ahb (Güneşten şikayetçi olan)
Bu gün ben çocukluğum oldum,
Yıllar öncesinin
Tütünsüz alkolsüz günlerine öykünerek.

Kapıdan girerken
“Aneyy…” diye bağırdım sanki;
Göğsümün acıyan çeperlerinde kendi sesimi
Yalnızca benim tadabildiğim ılık yankılarında.

“Hadi, arkadaş arkadaşa oturun bakalım…”
Diyen temennide
Yüzüm o günlerdeki gibi yine kızardı,
Dudaklarım kurudu,
Söylenebilecek bir tek kelime
Bulamamanın çaresizliğinde.

Bu gün ben çocukluğum oldum,
Yatmadan önce sahanda
Kırdığım yumurtanın sarısına ekmek batırdım
Hem de karabiberli,
Eşek anırtan acılığında.

Öyle ki;
Öğlenleri okul çıkışında
Bahçe kapısından koşarak girdiğim,
Penceresinden içeri hınzır Güneş sızmış evin tadında,
En büyük eksiği
Cızırtılı radyodan
“Okul saati” yankılanmasa da.

Bu gün ben çocukluğum oldum,
Söylenerek yatağımı düzeltirken
Yumak olmuş kazaklarımı
Katlayıp kaldırdım dolabıma
Tüm isteksizliğimle,
Çoraplarımsa hala
İki bilardo topu gibi yatağımın başucunda.
Markasız pantolonumun cebinde,
Yine bir pastanede iki limonataya yetecek para,
Ve var olmayan işime yetişme telaşı da
Hiç olmadı bu gün içimde.
Çünkü;
Bu gün ben çocukluğum oldum.

Bu gün ben çocukluğum oldum,
Ayakkabılarımın bağını çözmeden
Arkasına basarak giymeyi unutmuş da olsam,
Aceleci beceriksizliklerde.

Akşamdan çıkardığım gömleğimi
Yeniden geçirdim üzerime,
Som çocukluk kokum tütüyordu
Kolaltlarımdaki terimde.

Birden,
İlk aklıma gelen arkadaşıma
Uğramak geldi içimden,
Önceden bir haber bile vermeden,
“Ben geldim” in özgür gölgesinde.

“N’aber?” diyebilmek,
Dudaklarımın arasından dökülen
O çatal ergenlik sesimle,
Sorunun da
Karşılığında verilecek cevabın da
Tüm anlamsızlığının bağışlayıcı sığınağında.

Bu gün ben tüm gün çocukluğum oldum,
Gazetelerden hangi sinemada hangi filmin oynadığını,
O köşeden bakan masum çocuk gözlerin
İçimi bu gün de hala delip delemeyeceğini,
O sinemada, o filmi, o gözlerle birlikte
Eli elime değmeden
Seyredip seyredemeyeceğimi
Merak edip durdum,
Şimdilerde kış güneşinden öte gidemeyecek
O bakışlarda.

Bu gün ben çocukluğum oldum,

Bir çırpıda Hayat Ansiklopedisinden
Karbon kağıdıyla Karagöz Hacivat kopyalamak,
Karton deterjan kutusunu oyup,
Kasabın et sardığı yağlı kağıdından
Hayal perdesi kurasım geldi içimden,
Şıngırdayan defin zilleri
Ve kötü bir Hayali Küçük Ali taklidi
Sesler karışıyor
Mumdaki parafinin yanan titrek alevine.

Annemle pencere önünde oturup
Kahve içip fal kapatmak,
Binlerce kez yinelediği
Aynı kelimelerle sohbet etmek,
Hiç kullanmayı arzulamadığım babamın arabasını
Pırıl pırıl yıkamak geldi içimden.
Gidip akşam pazarından kelek kavun alasım,
İçini oyup fener yapasım geldi birden.

Bisikletime atladığım gibi
Atatürk Orman Çiftliğine gitmek istedim
Kimsenin geçmediği yollardan.
Ve ceplerdekilerden katıştırılarak alınmış
Bir şişe ucuz şarabı
Ağızdan ağıza geçirerek içmeyi,
Dibine gelindiğinde
Bir sonraki gelişte aramak için
Toprağa gömmeyi
Özledim hiç korkmadan.

Geceleri dökük bahçe duvarları arkasına saklanarak
Saklambaç oynayasım geldi,
Zulamda saklayabileceğim
Hiçbir günahım bile olmadan.

Kızlarla beş taş, ip atlamak,
Yere çizilmiş kireç çizgiler içinde
Küçük kaygan mermer kırıklarıyla
Seksek oynayasım geldi bu gün
Onların çocuksu kadınlık dayanışmalarını
Tek başıma çocuksu erkekliğimle
Bastırdığım zamanlardan.

Bu gün ben çocukluğum oldum,
Dedim ya;
Diyesim geldi…
Göresim geldi…
Duyasım geldi…
Koklayasım geldi…
Dokunasım geldi…
Yaşayasım geldi beş dakikalığına da olsa
Çünkü bu gün benim çocukluğum olasım geldi.

Ancak biliyorum ki gelenler,
Birazdan sessizce gidecekler
Tüm acımaksızlıklarıyla
Bir başıma koyarak beni,
Bir düş kırıklığının
Dış kıvrımlarının arasında.

Gözlerim bütün gece kan ter içinde görülmüş
Hasret olası rüyadan uyanacak yeni güne,
Bu güne.

Olsun bu gün ben,
Beş dakikalığına da olsa çocukluğum oldum ya,
O çocukluk inadımla,
Kendi çocukluğumun hikayesinin içinde
Çocukça…

                                              
ahb
                                                     21.9.2003

                         "yalnızca bir parmak, rejimdeyim..."


not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Harikulade... İçimizi huzur ve mutlulukla doldurdunuz.
    Aklınıza, kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Mehmet Ertüzün8 Ocak 2012 15:49

    siyah&beyaz fotograf karelerinden eksilenler;

    arka planda kavak ağaçlarının yapraklarını yellem yepildek titrettiği o karelerde artık ön planda tayyörlü hanımlar, pabuçların uzerine dökülen duble paçalar, kravatlı beyler ve önde çömelen sabiler yok....

    onun yerine, herhangi bir AVM'de kapçık dudakları bilmem ne waffle'ının manda boku kıvamındaki çikolata sosuna bulanmış, bebelerinin biri 'tablet'e , diğeri 'i-phone' a bakarken şasşılasmış, birbirleriyle göz göze dahi gelmeyen KOCA&KARI'lar yer almakta dijital karelerde.....

    YanıtlaSil