29 Ocak 2012 Pazar

Doğru'yu Gerçek'ten Ayırabilmek

Gerçekler içinde doğruları,
Doğrularda gerçeği aramakla geçiyor günler.
Tıpkı; Pirinç çorbasından çıkan ‘Saman’a ‘Çöp’ demek gibi.

Gün geliyor;
Yakışıklı hatalarımızı,
Filinta yalanlarımızı,
Civan duygularımızın taşan damlalarını
Harman yerindeki bir Çıtak edasıyla
Savurtuyoruz Doğudan esen rüzgara karşı.

Büyüdükçe aslında küçüldüğümüzün
Karanlık aymazındayız.

İçimizi kibir ve ihtiras sardıkça,
Kapılarda ceketlerini ilikleyenlerin,
Çayımızı yemeğimizi getirenlerin sayısı arttıkça,
Akşamları tepeden seyredilen yıldızları
Marmara şarabıyla ıslatma,
Bizim için açılmış mantıyı tatma,
Pazar günleri itiş, kakış, dumana boğulmuş
Mangalda kömürleşmiş etleri kemirme davetleri

Yerini;
Bizden talimat bekleyen borsacıya,
Randevu ayarlayan psikiyatriste bırakıyorsa;

Ne Gerçek aramalı içinde Doğru olan,
Ne de Doğru, Gerçek olan.

Yatağında;
Doğrular yanlışlar,
Gerçekler yalanlar,
Hep denizlere doğru yüzüyor,
Bir dalgasıyla bizi boğabilecek
Şu ipini koparmış azgın nehirde

Umarsızca…

ahb

2.5.2001
“Bir mantık kazası…”
"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Sarı"

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

1 yorum:

  1. Haluk bey, çok güzel bir çalışma olmuş...
    Onur Tuga

    YanıtlaSil