Erdemler;
Ne zamanki, iyi niyet
çıtasını devirmeden
Üzerinden aşar,
Niyet o an;
Pılısını pırtısını
toplayıp
Kalkıp gidesi gelir,
Ardına bile bakmadan.
Geriye;
Kralın çıplaklığındaki
gerçeklikte,
Yürek yaralayamayacak
güzellikte,
Keçinin direncinde,
Katırın gücünde,
Kıvamı bir kulakmemesi
diriliğinde,
Üstüne bir bardak su
içirtmeyen bal tadında,
Yanaktan yaş
süzültmeyen acılığında,
Şarabın burukluğunda,
İğdenin kekreliğinde,
Kavağın eğriliğinde,
Derenin çoşkunluğunda,
Sıpanın oyunculuğunda,
Mehtabın
durgunluğunda,
Yakamozların suskunluğunda,…
Yalın bir “iyi” kalır
fincanındaki telvesinde,
O da herkese bir ömür
boyu yetercesine,
Erdemleri dil üstünde
kaydırmaca.
Üstelik istenirse;
Bir tükürüşte kurtulunur,
Bir yutkunuşta da yeniden dile dolanır
Kimseler farketmese de,
Ancak eller ve ayaklar
Sahnelenen dil
sahtekarlıklarının
Bitmeyen
perdesinin nafile seyrinde.
ahb
15.1.2004/22:30
“bir aptallık oyunu”
"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Kırmızı"
not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder