Gözleri bir ara yummak,
Bir dünyadan diğerine uyanacakmış gibi.
Karşılarda,
Maviş maviş otlayan şans sürüsünün ortasına
Pervasızca dalıvermek gözün karasıyla,
“Hangisi?” diyene kadar
Yetişemeyen zamanın kıtlığında,
“Baht”tan kuru bir “Ah” kalacaktır o da kapkara.
“Çizilenlerin arasında kaynar gider nasılsa”
Aptallığına sığınılmış bir iki karalamacayla
Bir anda ortak oluvermek fütursuzca,
Diz kırılıp oturulmuş bir yer sofrasında,
Olsa olsa etsiz haşlamanın suyu kaşıklanır yalnızca.
Kaçanların kovalandığı gecelerde
Yanmışsa keten helvalar,
Artık
Meyhanelerin berduş bir teranesi olur sonsuza kadar.
Şehla kara gözler,
Bir türlü denk düşememişse hala buğulu gözlere,
Şansı da kalmamıştır artık
Kor olup düşer kendi yüreğine.
Zaman kaybetmeden
Bir nefes almalı ciğerlere üflenen neyden,
Bir yudum püskürtmeli beyne içilen kırmızı meyden,
Tennurenin açılması dahi beklenmeden,
Birer birer toplanmalı
Eteğin kıvrımlarındaki her gizlenen.
Gerisi, loş bir sokak köşesinde dem tutmuş meyden,
Kana kana içilememiş serhoşluktur
Dille damak arasında salına salına gezinen.
Belki de boş yere aranıp durulur,
“Kaldı mı orta yerde dönen başka bir semazen?”,
O da rastlanırsa medet umulan el verecek bir dededen.
Kana girenlerin;
Kimi akla kuvvet verir,
Kimi yüreğe,
Kimi bileğe,...
Yaşayanlar beden bulur,
Birikenlerin buluştuğu paça duplesinde.
Bahtsızlığın rüzgarına kapılıp gidenlere,
Baht olur kimbilir, belki de.
Kuşkusuz büyük olunur derilmemişlikle,
Azametin, bir adım dahi attırtmayan aczinde.
Olsa olsa bir omuzluk iktidardır sonu,
Ancak “Güle güle” diyebilecek kadar Arapça bilen
Siyah cübbeli o imamın önünde.
“Hoşçakal” rüzgara eşlik ederken,
Bir sağanak yeter ortalığı silip süpürmeye,
Onca çamura gömülmüş yürünmemiş ayak izine.
Hoş sada süzülüp terk ederken pervaz aralıklarından,
Değemediği kubbenin tavanındaki
Hatlara, gravürlere,
Mart ayındaki kızışmış bir erkek Tekirin Nankörlüğünde.
Ondandır;
Bir söz olsun diye şimdiden vurmalı çekici taşa
Tek kelimelik dahi olsa,
Aşıkken Ferhat, Şairken Nazım,
Savaşırken Deniz, Gönülken Mevlana niyetine,
Ortada ne yağacak yağmur
Ne de esecek yel kalır
Pabuç bırakmaz yaşanmış densizliklere.
ahb
29.12.2004
“Çamura basmak”
"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Kırmızı"
not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.
Gerçek ve Hakikat
-
Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam
bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma düğmesine
ba...
1 ay önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder