19 Ekim 2012 Cuma

Çamura Basmak

Gözleri bir ara yummak,
Bir dünyadan diğerine uyanacakmış gibi. 

Karşılarda,
Maviş maviş otlayan şans sürüsünün ortasına 
Pervasızca dalıvermek gözün karasıyla, 
“Hangisi?” diyene kadar 
Yetişemeyen zamanın kıtlığında,
“Baht”tan kuru bir “Ah” kalacaktır o da kapkara. 
“Çizilenlerin arasında kaynar gider nasılsa” 
Aptallığına sığınılmış bir iki karalamacayla 
Bir anda ortak oluvermek fütursuzca, 
Diz kırılıp oturulmuş bir yer sofrasında,
Olsa olsa etsiz haşlamanın suyu kaşıklanır yalnızca. 

Kaçanların kovalandığı gecelerde 
Yanmışsa keten helvalar, 
Artık 
Meyhanelerin berduş bir teranesi olur sonsuza kadar. 
Şehla kara gözler, 
Bir türlü denk düşememişse hala buğulu gözlere,
Şansı da kalmamıştır artık 
Kor olup düşer kendi yüreğine. 

Zaman kaybetmeden 
Bir nefes almalı ciğerlere üflenen neyden, 
Bir yudum püskürtmeli beyne içilen kırmızı meyden, 
Tennurenin açılması dahi beklenmeden, 
Birer birer toplanmalı 
Eteğin kıvrımlarındaki her gizlenen. 
Gerisi, loş bir sokak köşesinde dem tutmuş meyden, 
Kana kana içilememiş serhoşluktur 
Dille damak arasında salına salına gezinen. 
Belki de boş yere aranıp durulur,
“Kaldı mı orta yerde dönen başka bir semazen?”, 
O da rastlanırsa medet umulan el verecek bir dededen. 

Kana girenlerin; 
Kimi akla kuvvet verir, 
Kimi yüreğe, 
Kimi bileğe,... 
Yaşayanlar beden bulur, 
Birikenlerin buluştuğu paça duplesinde. 
Bahtsızlığın rüzgarına kapılıp gidenlere, 
Baht olur kimbilir, belki de. 

Kuşkusuz büyük olunur derilmemişlikle, 
Azametin, bir adım dahi attırtmayan aczinde. 
Olsa olsa bir omuzluk iktidardır sonu, 
Ancak “Güle güle” diyebilecek kadar Arapça bilen 
Siyah cübbeli o imamın önünde.

“Hoşçakal” rüzgara eşlik ederken, 
Bir sağanak yeter ortalığı silip süpürmeye, 
Onca çamura gömülmüş yürünmemiş ayak izine. 
Hoş sada süzülüp terk ederken pervaz aralıklarından, 
Değemediği kubbenin tavanındaki 
Hatlara, gravürlere, 
Mart ayındaki kızışmış bir erkek Tekirin Nankörlüğünde. 

Ondandır; 
Bir söz olsun diye şimdiden vurmalı çekici taşa 
Tek kelimelik dahi olsa, 
Aşıkken Ferhat, Şairken Nazım, 
Savaşırken Deniz, Gönülken Mevlana niyetine, 
Ortada ne yağacak yağmur 
Ne de esecek yel kalır 
Pabuç bırakmaz yaşanmış densizliklere. 

ahb

29.12.2004 
“Çamura basmak”

"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Kırmızı"
not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder