11 Ekim 2012 Perşembe

Firari Islık

Olunacaksa, 
Tükürükle sulanmış iki dolgun dudağın arasında 
Keskin bir ıslık olmalı. 

Öyle ki bir solukta; 
İçinden geçen şarkıları 
Önce kendinle, sonra yanındakilerle, 
Hatta yoldan gelip geçen 
Tanımadıklarınla paylaşabilmeli, 
Bahçe çitinden yola sarkmış ağaçtaki 
Kızarmış sulu elmalar gibi. 

Nefesinin hamurundaki ıslıkla 
Yaşamaya, çoşmaya, hüzünlenmeye 
Onları da davet edebilmeli, 
Akşamın dar vaktinde 
Önünden geçtiğin fırının kapı aralığından sızan 
Taze somun kokusu gibi. 

Omuzunla dahi selamlaşmadıklarının 
Yüreklerine akıttığın o şarkının güftesini,
Göğüs kafeslerinin iç duvarlarında 
Sevişirtirerek söylettirebilmeli, 
Bir zangoçun ipini çektiği bir Kilise çanı gibi. 

Burun kemikleri ince ince sızlarken,
Şahitliğini yapmadığın; 
Öykülerin, sevdaların, acı tatlı anıların 
Üzerine birikmiş tozlarını alıvermeli, 
Hamarat bir hizmetçi gibi. 

Durup düşün bir kere, 
Gecenin bir vakti, ıssız o izbe sokakta, 
Yüreğin nasıl da bir anda kahraman olup çıkmıştı 
Hatırladın mı ?,
Kendin bile kendine hayret ederken hani. 

Şimdi hiç vakit kaybetmeden, 
Önündeki kan kırmızı şaraptan bir yudum al hele, 
Zira birazdan kuruyacak dudaklarının 
Buna çok ihtiyacı olacak belki de.

 ahb 

26.9.2002 
“fııyt… ffııyyt…”

"Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı - Mavi"

not: Diğer yazılarıma, yandaki GÜNCELERİN TÜMÜ bölümünden yıllık/aylık/tek tek ulaşıp okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder